komik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
komik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Kelebek Ailesi:)

Alın size ucuz bir mutluluk:)

Kelebek ailesi! :)

Sırasıyla baba kelebek, anne kelebek, abla kelebek, kardes kelebek, anneanne kelebek:)

Ablan seni kırmızıya boyadı kardes kelebek, kıymetini bil;)))


Devamını oku...

5 Ocak 2014 Pazar

Oyuncağa Dönüşen Resimler:)



Ne kabiliyetler var şu dünyada!
Bazen diyorum, acaba benim de keşfedilmemiş ve keşfedilmeyi bekleyen bir kabiliyetim var mıdır?:-/
İtiraf etmek gerekirse pek ümitli değilim...

Nasıl, nerden buldum şimdi tam bilemeyeceğim ama "Childs own studio" diye bir site buldum. Bana çok orjinal geldi bayanın yaptıkları.
Şöyle ki;
Çocuğunuzun istediğiniz bir resmini gönderiyorsunuz, size yumuşak bir oyuncak olarak yapıp gönderiyor. 

Bakın bazı örnekleri bunlar:












Hoş, değil mi?

Birgün çocuğunun resmini oyuncağa dönüştürmüş nerden aklına geldiyse ve çocuğu bundan çok hoşlanınca bu işi meslek haline getirmiş. Yüzlerce yapmış şimdiye kadar...

Çocuğunuz için gerçekten hoş bir hatıra ve ilginç bir hediye olabilir. Dünyada tek olması ve ona özel olması da ayrıca güzel öyle değil mi?












Devamını oku...

12 Aralık 2013 Perşembe

Kızımın Süper Doğumgünü Partisi:))

Dün kızımın doğumgünüydü. Bu postta doğumgünü partimize ait detayları paylaşmak istiyorum..
Günlerce süren "tema seçimi" aşamasından sonra, prenses temalı mı, Dora temalı mı, Hello Kitty temalı mı olsa derken en iyisi prenses kızıma prenses temalı bir parti olsun deyip aşağıdaki partiyi hazırladık. 

Günlerce süren hazırlıklar beni çok yorsa da dünyadaki en tatlı çocuk olan benim çocuğum buna değerdi:))

Fotoğraflara geçmeden önce siz sormadan beni neyi nerden aldığımı söyleyeyim, çünkü biliyorum çok merak edeceksiniz. Bu markaların çoğu Türkiye'de yoktur ama ne yapalım artık...:)

Masamız ve Prenses resimli örtümüzü Disney'den özel almıştık bugün için...

Kurabiyelerimizi -tabi ki preneses temalı- kurabiyeci Hayriyeye yaptırdık çok memnun kaldık. 

Şeker hamuruyla özenle tasarlanmış pastamız Tuba Pasta ve Dekorasyona ait..:))

Peçeteler dollar tree den (Amerikanın bir milyoncusu:))

Tabaklar ve kaşıklar (tabi ki yine prenses temalı) ikea dan özel seçildi..

Konuklarımız için hazırladığımız hediyeleri Homegood's dan aldık ve Walmart'tan aldığımız dantel detaylı paketlerle süsledik. 

Prensesimin birinci kıyafeti Macy's den.. 

İkinci kıyafetiyse görümcemin hediyesi, ayıp olmasın diye onu da giydirdim.:)

Masadaki ikramlar, beş çeşit tuzluyu Gül teyzemiz, altı çeşit salatayı Şenay teyzemiz, dört çeşit tatlıyı Yıldız teyzemiz, cookilerimizi Zeynep teyzemiz hazırladı.

Hediyelere gelince, ay neyse görgüsüzlük olmasın onu anlatmayayım artık...

DERMİŞİM...... :))))

Kimse kızmasın nolur, blog dünyasına girince bu doğumgünü partilerinin postlarını görüyorum da dayanamayıp ben de komiklik olsun diye böyle bir post hazırlayayım dedim. Herkes istediği gibi kutlar kimseye lafım yoktur. Ben acizane çocukların çok şımartılmaması, şimdiden bu tüketim çılgınlığının içine atılmaması taraftarıyım. 

Parti falan yapamadık ama evde pasta yapıp kendimiz kutladık. Sağolsun Tuba teyzemiz, zaten o gün buluşacak olunca, ben de birgün önce kızımın ertesi gün doğumgünü olduğunu ağzımdan kaçırınca bize nefis bir pasta yapmış, süslemiş... Bir de çok cici bir saat  almış. Daha ne olsun:)
Çok ama çok teşekkür ederiz kendisine.inşallah yazımızı okur;)

Bu da pastamızın resmi. Yaaa bakın ne güzel olmuş demi.. Tadı da çok güzeldi:))



Devamını oku...

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Kadın Bütün Gün Ne Yapar?

Şu internet denen olayın da bir trendi var...

Bazen beğenilen yazılar fotoğraflar bir anda her yere yayılıyor. (Aslında ne kadar korkunç birşey bu farkında mısınız? )

Ama ben bu konuda biraz özürlüyüm sanırım, bazen bir yazı, bir fotoğraf görür paylaşırım aaa ne komikmiş diye. Arkadaşlarıma mail atarım.. Genelde geri dönütü: "aman sen daha bunu yeni mi gördün?" olur... E insan bozuluyor tabi. :))
Herkesin bildiği bir fıkrayı anlatmak gibi birşey bu...

Herneyse, ben yine bir yazı gördüm ve muhtemelen çok önceden çok popüler oldu ama ben yine de dayanamayıp paylaşacağım. Pek sevdim çünkü:))



Adam akşamüstü eve geldiğinde bahçenin karmakarışık olduğunu görmüş. Çocukları bahçede çamur içinde oynuyormuş. Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış. Karısının arabası garaj kapısının önünde bir kapısı açık ve yamuk halde duruyormuş.

Evin girişindeki halının bir kenarı kıvrılmış havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş. Salondaki TV’nin sesi sonuna kadar açık bir halde çizgi film kanalındaymış. Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk giysileri ile kaplıymış. Mutfakta lavabo kahvaltı bulaşıkları ile doluymuş.

Kırılmış bir bardağın parçaları masanın altındaymış. Üst kata yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü bir şey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.

Yatak odasına girdiğinde karısını gecelikle uzanmış kitap okurken bulmuş. Kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.

Adam “Her zamanki gibi” deyip şaşkınlıkla sormuş: “Ne oldu böyle?”

“Sen her gün eve döndüğünde “Bütün gün ne yaptın ki?”demez miydin? Bugün her gün yaptıklarımı yapmadım.”

Tabi her bey böyle olacak diye birşey yok ama bu şekilde düşünen çok insan var malesef. 
Siz bir de bu kadının çalıştığını düşünün...

Ama aklıma şu soru geldi mecburen:

"Acaba ev o hale geldikten sonra eski haline getirmek için yine kim uğraştı?":))



                 
         


Devamını oku...

11 Temmuz 2013 Perşembe

Ramazan Ayı Hızla Geçerken...

Ramazan ayı geldi de geçiyor bile...
Oysa birçok yazı vardı aklıma Ramazan'a dair..
Hergün bir güzellik paylaşacaktım.
Ama evdeki hesap yine çarşıya uymadı.
Annem geldi demiştim ya, zannettim ki o gelince bloğumla daha çok ilgilenirim ama öyle olmadı. Annem gelince kızımın bahane teşkil ettiği işler kapıma yığıldı, Ramazan'ın da bereketli bir yoğunluğu var tabi, dolayısıyla buralara pek uğrayamaz oldum. 

Neyse, nasip...

Rabbim hepimize hakkını verdiğimiz, oruçlarımızı günahlarla delik deşik etmediğimiz, bayrama kadar kendimizi affettirdiğimiz, Kadir gecesini ihya edebildiğimiz bir ay nasib etsin...
Bu mübarek ay tüm dünyaya ve memleketimize huzur getirsin inşallah...

Bilmiyorum sizin için nasıl ama şimdilerde tam da böyleyim ben:)))))


Devamını oku...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

En Çok Tıklanmasını İstediğim Yazılar ve Google'la Gelen Misafirler:)

Teknolojinin bu kadar hızlı değişmesi, dünyanın bu kadar hızlı büyümesi insana geçmişi ne kadar çabuk unutturuyor öyle değil mi?


Sizin de;  


Acaba cep telefonu yokken nasıl yapıyorduk?

Televizyonsuz nasıl yaşıyorduk?

Arabasız ulaşım nasıl olurdu acaba? 

Google olmadan istediğimizi nasıl öğreniyorduk?


gibi sorularınız oluyor mu?


Ben en çok son soruyu sorardım herhalde. 

Bir dönem ödevi için abimin bir arkadaşından konumla ilgili bilgiler gelecek diye haftalarca beklediğimi hatırlıyorum hayal meyal...


Ya şimdi?


Herşey parmaklarımızın ucunda....


Yayınla tuşuna bastığım an birçok insan düşüncelerime ortak olabiliyor. Birçok arkadaşım dünyama girebiliyor. 

Bazen diyorum ki, keşke benim arkadaşlarımın da blogları olsa... Haber alsam onlardan, dünyalarına ortak olabilsem... Çok eğlenceli olsa gerek sevdiğin birinin yazılarını okumak:)


Ya google yokken...


Nasıl yemek yapardık mesela...  Allah'ım google en çok bu konuda kurtarıcım benim:)

Daha merak ettiğimiz ne kadar çok şeyi soruyoruz ona... Aklımızdan geçeni yazıyoruz, binlerce sonuç! Bu ciddi bir teknoloji aslında...


......


Ben hala daha bu blog dünyasında yeni sayılırım. 

Hala acemilik ruhuyla hemen hemen her akşam bakayım hangi ülkelerden girmişler, bloğum kaç kere tıklanmış, şu yazı kaç kere okunmuş diye merak ediyorum:) halbuki önemli değil popularite ama insan kendi kendine konuşmadığını bilmek istiyor sanırım:)

Sesli düşünme dünyası gibi burası benim için, düşüncelerimi duyuyor musunuz merak ediyorum:)


En çok da insanların google'a neler yazarak buraya geldiklerini okumayı seviyorum:)


Öyle eğlenceli oluyor ki... 

Meğer neler yazıyormuş insanlar google'a. 

Meğer insanoğlu neleri merak ediyormuş:)


Ben de yazmışımdır garip garip kelimeler biliyorum da, başkasının yazdıklarını görmek, hele ki bu yazdıklarıyla senin çok alakasız bir postuna nasıl gelebildiğine hayret etmek çok keyif verici olabiliyor.


Ne demiş Üstad: "merak akıl ilminin hocasıdır".....


Bu komiklikleri sizinle de paylaşmak istiyorum. Bu sistem nasıl çalışıyor, neye göre hangi site üste çıkıyor bilmiyorum ama nasıl oluyorsa mesela 'ekmek pizzası' yazınca Türkiyeden de, artık Amerikadan da şu anda ilk bu site çıkıyor, kıymalı pide yazım da google'ın ilk sayfasında çıkıyor. Oysa ben yemek sitesi bile değilim! :)))

Yanlış anlamayın sakın, iki tarife de güveniyorum da, bunca yazı arasında en çok yemek tariflerinin ilk sıraya çıkma sebebi google aramaları işte... 

Bazen gıcık oluyorum bu duruma. Ben yemek bloğu açmadım ki, niye onca yazı arasında bunlar çıkıyor diye ama işte google sağolsun:) 


Bir de 'anneme mektup' meselesi var... Kaç kişi annesine benim yazdığım mektuptan yazdı çok merak ediyorum:)


İşte bundan sebep,  ben de sağ tarafa 'en çok tıklanan yazılar' la birlikte ' en çok tıklanmasını istediğim yazılar' bölümü açtım :)) 

Hayırlı uğurlu olsun...


Sizin için insanları buraya getiren cümlelerin bazılarını, özellikle beni gülümsetenleri ya da değişik gelenleri buraya yazıyorum belki sizi de gülümsetir:))

 


Bilal-i Habeşiye hz Haticenin verdiği ekmek (bunu ben de merak ettim açıkçası)

namaz kılan insanın sevgilisi varsa... (bu arkadaşa üzüldüm belli ki arada kalmış)

Allah aşkı amerikada şeytanla ( bu nedir çözemedim:))

Müstehcen filmler (tam tersini yazıp gelmeliydi ama başlık dikkatini çekti sanırım. Bir bilseniz o kadar çok insan arıyor ki bunu:( )

Nur cemaatinden izlenebilecek film listesi (buna çok güldüm)

Aşkın peşinde dizisinde okunan ezan ( diziden bile haberim yok oysa)

Azına kanaat gelmeyen çoğuna nasıl gelsin 

Berat kandili çabuk kabul ( kolaya kaçma teşebbüsleri:))

Bir genç kızın çeyizi islami hikayesi (böyle bir hikaye var demek...)

Ellerin uyurken aldığı şekiller

Farklıydı bizimkisi aynı

Histerik savrulma / teselli /yanlızlık

İlla birşeyler paylaşmak mı lazım

İnsan huşuya girince ne olur

İnsan tatlısı ( bu ne ya:))

İnsanlar neden bu kadar çabuk sevdiklerinden vazgeçerler anlamıyorum... 

İnsanlardan öylesi de vardır ki bazı şeyleri Allahı sever gibi severler (tövbe tövbe...)

Kaderle pazarlık olur mu (olmaaaaazzzz)

Kopya vermenini günahı :)

Namaz kılan heykel ( öyle şey mi olur hiç)

Neden böyle oldu bilmiyorum mektup

Siz çok şey anlatmak istersiniz az şey anlamaya meyilli mi ( insanlar acı çekiyor yaaa)

Sıcacık memleketten sıcak iyi geceler (bu tam beni anlatıyor:))

Ucuz insanların dinden bahsetmeleri

Zahide kabak

Zorla mutluluk olur mu

Düğün için mutluluklar

10 yaş çocuk oyuncu aranan filmler

Bir onunla konuşurken kalbimin sol tarafı

Uyurken elde yazılan Allah yazısı



Daha var ama sıkmayayım sizi..

Aslında beni çok güldüren başka cümleler de vardı ama niyeyse gözükmedi şimdi.


Şimdi tuhaf geliyor ama kimbilir ben neler yazdım o arama çubuğuna???


Neyse, kim ne vesileyle geldiyse geldi, hoşgeldi. 

Belki aradığını bulamadı ama sefa getirdi...:)))















 





 









Devamını oku...

2 Temmuz 2013 Salı

Teflon Tavadaki Meyveli Yaşpasta??? :))


Evlenip de Amerika'ya geldiğimde, ne oturacağım evim belliydi, ne de içindeki eşyalar...
Yeni evli olmanın, aslında daha çok Türkiye'den yeni gelmiş olmanın etkisiyle bakış açım biraz daha farklıydı o zamanlar...
Bir odalı evde oturamazmışım gibi gelirdi mesela... Ya da ikinci el eşya kullanamazmışım gibi... Ama 20 gün kadarlık o ev arama süresinde anladım ki, ne tek odalı ev büyük bir sorundu ne de ikinci el eşya...
Evet, ilk evim bir oda bir salon oldu bir şekilde ve eşyalarım da Türkiye'ye giden insanların bırakıp gittiği eşyalar... Yaşadıkça anladım ki, bunda birşey yok, burda birçok insan böyle yaşıyor ve kimse bu durumu garipsemiyor. Sanırım burasının en sevdiğim özelliği bu... Türkiye'ye gidince çok yabancı geliyor o konuşmalar, kendini başkalarına beğendirme çabaları, markalar... İstediğim gibi rahat giyinebilmeyi çok seviyorum mesela burda. 

Amerika'da yaşayanlar neyden bahsettiğimi çok iyi anladı biliyorum...

Çünkü hepimizde nasılsa burda geçiciyiz birgün gideriz hissiyatı var ve tabi ki sürü psikolojisi:) 'Herkes böyle yaşıyor' rahatlığı...

Oysa bu dünyada da geçiciyiz keşke unutmasak? Olmazsa olmaz zannettiğimiz bazı şeylersiz aslında ne kadar kolay olunduğunu bilsek keşke... Keşke başkaları nasıl görür diye hiç kafamıza takmasak.. Tıpkı burdan nasıl olsa gideceğiz diye düşündüğümüz ve hayatımızı ona göre ayarladığımız gibi, nasıl olsa dünyadan da gideceğiz diye düşünüp dünya hayatımızı da ona göre planlasak...

Bir dakika ya, teflon tavada yaşpastanın bütün bunlarla ne alakası var merak ediyorsunuz değil mi? :) 

Bu basit bir mutfak hikayesi sadece...

Türkiye'den yeğenim geldi demiştim ya, onun için bir yaşpasta hazırlayayım dedim... Kızım uyurken hızlı çekimde hepsini bitirme niyetiyle acele ederken yaptığım pasta kremasının soğumasını bekleyemedim ve krema daha çok duruyken pastanın arasına ve üstüne sürmeye kalktım. İşte yukarda anlattığım sebeplerden dolayı normal bir servis tabağına koyduğum pandispanyadan krema hızla aşağı süzülmeye başladı ve ben o panikle bir türlü uygun bir tabak ya da tepsi bulamadım. İşte o an elimde bu durumu kurtaracak tek kabın teflon tavam olduğunu farkedip tabağı tavanın içine oturttum. 



Çok komik göründü ama işe yaradı:)) 

Aslında yukardaki mevzuyla çok da bağlantılı değil bu olay, çünkü yeteri kadar hatta fazlasıyla mutfak malzemem var, geniş yuvarlak tepsim olmaması mutfak eşyası sıkıntısı çektiğim anlamına gelmez ama bu küçük olay bana çözmek istediğimizde az malzemeyle de sorunu çözebileceğimizi düşündürdü...

Öyle işte... :)

İki katlı olsun diye, bir pandispanya malzemeleriyle iki farklı boylardaki kalıplarda pişirip birleştirdiğim bu pastanın tarifi için ayrı bir post hazırlayacağım inşallah...

                               



Allah'a emanet olun...:))




Devamını oku...

23 Mayıs 2013 Perşembe

Sevimli Fotoğraflarla İnsan Zekasının Görünen Hali:)

İnsan istedi mi neler yapıyor! 
Yeter ki kafaya koysun ortaya ne şirinlikler çıkıyor... 
Aşağıdaki resimlere bakınca insanın ne kadar zeki olabileceğini bir kere daha anladım, ben çok sevdim bu resimleri, belki siz de eğlenirsiniz diye paylaşıyorum:

Mesela bu çay tepsisi nasıl pratik bir icattır...


 

Ya bu toz alma yöntemine ne demeli:)


 

Bu şişe kapağı meselesi de çok akıllıca geldi bana..


 

Bu eldivenler de çok cici ve yapılası:)



 

Alın size kürek!!


 

Bunlar da farklı bakış açılarının sonuçları:)))



 


















 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 


 




 


 


 




 


 
Devamını oku...

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Uyurken Elde Tutulanlar:)

Şu sıralar yakınlarımda olup da kızımın dolayısıyla benim uyku problemi çektiğimizi bilmeyen yok. Gece kaç defa uyandığımızı, tekrar uyumak için neler yaptığımızı, mızmızlığının sebebinin uykusuzluk oluşunu anlatıp duruyorum orda burda... 

Rabbim başka dert vermesin, insanoğlu işte çenesi durmuyor...

Şimdilerde uyku problemimizi çözmek için bir kitap okuyorum ve malesef teori ile pratiğin birbirini tutmadığını fena halde savunanlardanım. O yüzden çok ümidim yok ama bir tarafım da kitapta anlatılanları çok mantıklı buluyor, eğer yazılanları becerebilir ve iyi sonuç alırsak kitabı burda tanıtacağım. Belki faydalanan olur... Hatta işe yararsa uyguladığım tekniği de ayrıntılı anlatırım inşallah... İnsan çocuğu olmadan önce, çocuğuna uyumayı bile öğretmesi gerektiğini tahmin edemiyor ama işte Allah onları herşeyiyle bize muhtaç yaratmış....

Neyse, kızım bebekliğinden beri uyurken eline birşeyler alıp uyumayı sever... Sanırım bu çok yaygın birşey bebekler arasında. Belki de, güven duygusu hissediyorlar bu şekilde bilmiyorum ama çoğu çocuk eline sevdiği oyuncağını alır uyurken öyle değil mi? Benim kızıma ne yaptıysam oyuncaklarını veremedim uyurken. Nerde anlamsız birşeyler buldu, onları tuttu uyudu. Şimdilerde biraz aştık bu meseleyi de, baktım fotoğrafların arasında birkaç tanesi var hatıra olsun diye paylaşmak istedim. 

Canım kızım benim... Aldığım en güzel hediyesin sen...

Bunlar sadece fotoğrafını çektiklerim:)

               


Devamını oku...

21 Nisan 2013 Pazar

Tarzanca ve Kelimelerin Gücü


Üniversiteyi ilk kazandığımda gittiğim muafiyet kursundaydık. Üst dönemlerden bir öğrenci konuşma arasında irrite olmak diye bir ifade kullanmıştı. İçimden bu ne biçim Türkçe diye rahatsız olmuştum. Amerika'ya geldikten sonraysa, bu meselenin çok daha ciddi boyutlarıyla karşılaştım. İlk başta garipsediğim, "bu nasıl Türkçe" diye rahatsız olduğum bu durum baktım birkaç saat İngilizce konuşulan ortamda bulunsam beni de etkiliyor...

Hele yıllardır burda yaşayan ailelerinin çocukları bu probleme doğal olarak fazlaca maruz kalmış durumda. Birçoğu İngilizce-Türkçe ortaya karışık bir dil konuşuyor ki, bu dile Tarzanca dendiğini duymuştum:)

Mesela geçenlerde iki çocuğun aralarımda geçen konuşmaya şahit oldum:

"When you call me, banyodan yeni çıkmıştım. "

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Beyni o an derdini anlatmak için hangi kelimeler kolaysa onu seçiyor. Bir de İngilizce düşünüp Türkçe konuşunca ortaya çıkan komiklikler var:

"Babamızın arabası kırıldı o yüzden gelemedik" :)

"Break" kelimesini bozulmak anlamında kullanıyorlar ama bu kelimenin Türkçedeki ilk karşılığı "kırılmak" :)

Başı ağrıyan bir arkadaşa oğlu gelip demiş ki:

"Anne başın ağrıdığı için özür dilerim" 

İngilizce'de üzgünlük belirtmek için "sorry" diyorlar ya, ama bu kelime Türkçede "özür dilerim" anlamına da geliyor. 

Daha birçok örnek var bununla ilgili... Malesef çocuklar Türkçe bilseler bile okudukları her kitabı anlayacak seviyede olmuyor, bu da ayrı bir dert..

Oysa söz söylemek, kendini daha da önemlisi hakikati ifade edebilmek gerçek bir sanat öyle değil mi? İnsan bazen aklındakini yanlış kelimelerle ifade ettiği için ne kadar sıkıntı çekebiliyor...bazen de en basit düşüncelere doğru kelimelerle müthiş anlamlar yükleyebiliyor...







                Bakın bu video tam da söylediklerimizin isbatı. Farklı kelimelerle etkin dert anlatma sanatı:)




Devamını oku...