Önce bu videoyu izleyin:
11 Ocak 2014 Cumartesi
Herşeyi Bilen Adam
Önce bu videoyu izleyin:
20 Aralık 2013 Cuma
Ben Sevdim: "Ötesiz İnsanlar" ve Hatırlattıkları
7 Aralık 2013 Cumartesi
Derdimi Seviyorum...
Kapının önüne gül diktim, sarmaşık ektim, gelip geçenlerin içi açılsın diye. İnsanlar gülleri kopardı, hayvanlar sarmaşıkları yedi, geriye yine dikenler kaldı.
Anladım ki "Derdimi sevmek"le işe başlamalıyım…’
11 Ekim 2013 Cuma
Çok Sevdiğim Bir Yazı: İsmail'ini Kurban Et!
10 Ağustos 2013 Cumartesi
Müstehcen Olmayan Filmler: Pi'nin Yaşamı






Sadece uyarmak istiyorum: Filmin 5. Dakikasında başlayan bir havuz sahnesi var sanırım 2-3 dk devam ediyor. Havuz sahnesi olduğu için takdir edersiniz ki müstehcen değil diyemem.
20 Temmuz 2013 Cumartesi
Kadın Bütün Gün Ne Yapar?
18 Temmuz 2013 Perşembe
Ben Sevdim: Bir İftar Programı ve Nerde O Memleketteki Ramazanlar:(

Niyetim bunları yazmak değildi. Size sadece bir iftar programından bahsedecektim. Stv 'nin iftar programında Ahmet Bey'in anlattığı sahabe hayatından kesitlere bayılıyorum da ben, size de acizane tavsiye ediyorum. Her biri yıldız olan o insanların en çok öğrenmemiz gereken hikayelerini çok hoş bir üslupla anlatıyor. Mekan da Eyüp olunca ben pek seviyorum dinlemeyi....
26 Haziran 2013 Çarşamba
Ben Sevdim: Osmanlı Tokadı
10 Haziran 2013 Pazartesi
Müstehcen Olmayan Film Aranıyor ve Bir Film: 'Her Çocuk Özeldir'





31 Mayıs 2013 Cuma
Hüzün de Yakışır Bize ve Müthiş: 'Kum Sanatıyla Kabe'
Hüzün kokulu bu cümle Efendimiz'e ait.( sallallahu aleyhi vessellem )
Kavmi onu memleketinden hicret etmeye mecbur edince, başını arkaya çevirmiş ve ıslak gözlerle Kabe'ye bakarak bu cümleyi söylemişti.
....
Demek illa ki olacak hüzün... İlla ki ortaya birşeyler konacak, birşeyler özlenecek, illa ki bir yerler yarım kalacak... Çünkü tam olmak için cennetler lazım insanoğluna, Allah'ın zâtı lazım!... Bu dünyadaysa herşey yarım. Bir yeri tamamlasak başka yeri açık kalıyor. Elimizdeki örtü her şeyi örtmeye yetmiyor!
Bu hüzün yolu O'nun (sav) yolu demek... O zaman kardeş yapalım mı hüzünle mutluluğu?:)) hüzün de gönül tahtımızın sultanı olsun ne dersiniz? Zaten bizim mutlululuğumuzun adı 'yetinmek', öyle değil mi? Bu dünyada olabilecek en güzel mutlulukların anahtarı...
....
Yerde insanların tavaf ettiği gibi, göklere kadar da meleklerin tavaf ettiği bu kıymetli bina, öyle özel ki, ilk görüldüğünde edilen duaların kabul edileceği rivayet ediliyor...
Meleklerin kanatlarını ayağının altında kaldırım taşı gibi kullanan Efendimiz'in (sallallahu aleyhi vessellem) Kabe'ye olan özlemi, belki o güne kadar kıble olarak Mescid-i Aksa'ya yönelen müminlerin yönünün, inen ayetlerle Kabe'ye çevrilmesiyle bir nebze olsun azalmıştı. Evet, o ikisi arasında aşık maşuk ilişkisi vardı ve bu ayet Efendimiz (sallallahu aleyhi vessellem ) için bir müjde niteliğindeydi.
“Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu görüyoruz. Artık seni, râzı olacağın bir kıbleye döndüreceğiz…”
(Bakara sûresi, 2/144)”
Evet O, nezahetle başını göğe çeviriyor, 'ne zaman Allah'ım?' diye intizar ediyor ve beklediği cevap da bu ayet-i kerimeyle gelmiş oluyordu.
'Neden en baştan beri Kabe değildi?' diye soracak olursak da, 'Medinedeki yahudilerin kalplerinin İslama ısınması için' diye cevap verebiliriz. (Kurandan İdrake Yansıyanlar kitabında bu şekilde cevap verilmiş bu soruya)
Rabbim hepimize nasip etsin dünya gözüyle görmeyi, amin..
....
Şimdi sizlere, izleyince önce hayran olduğum, sonra imrendiğim, 'keşke benim elimden de böyle güzellikler gelse' dediğim ve insan denen gerçeğe birkez daha hayran olduğum bu videoyu paylaşmak istiyorum.
25 Mayıs 2013 Cumartesi
Hat Sanatı, El Yazısından Karakter Okuma ve Bir Kitap Tanıtımı
10 yıl kadar önceydi..
Değer verdiğim bir ablam gelip bana yeni başladığı hat yazısı sanatından bahsetmiş, aldığı dersler sonrası yaptığı çalışmaları göstermişti. O zamana kadar sadece eserlere bakıp hayranlık hisseden ben etrafımda bu meseleyle alakalı çaba gösteren biri olduğunu görünce mevzuyla oldukça ilgilenmiştim. O yaptığı çalışmalardan ve ders veren hocasından bahsettikçe ilgim daha da artmıştı.
O anlattıkça ben, bir harf yazmak için bile önce kalben sonra da fiilen ne kadar çabalamak gerektiğini, sabrın bu sanatta ne kadar önemli olduğunu anlamış ve içimden 'keşke ben de yazabilsem' diye heveslenmiştim. Hele hocasının ne kadar mübarek bir zât olduğundan, öğretirken de bu işe sadece gönül işi olarak baktığından ve hiç karşılık beklemediğinden bahsedince hevesim daha da artmış, en azından beni de birgün derse götürmesini rica etmiştim.
Ben hiçbir zaman -hassasiyet isteyen mevzularda bile- yavaş bir insan olamadım malesef. Sabırla çalışıp itina göstemek hep istediğim ama hiç beceremediğim bir haslet oldu benim için. Belki de o yüzden, belki de o dönem İstanbul'dan ayrılmak üzere olduğum için derslere devam etmeyi hiç düşünmedim ama o hat ustasıyla tanışmak benim için gerçekten çok özeldi...
Ne demişler: "Kur'an-ı Kerim Mekke'de indi, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı"
Sözleştiğimiz üzere beni alıp Sultan Ahmet yakınlarındaki işhanlarından birine götürdü. Oda, duvarlarının sanat eserleriyle dolu olduğu mütevazi bir odaydı. Dekarosyan olarak birkaç tabure ve tablodan ibaret olan o odadaki maneviyatı hala hissediyorum. Hafızası çok da kuvvetli olmayan ben malesef tablolardan sadece ikisini hatırlıyorum: "Uhud dağındaki ağlayan taşlar" ve Kabe'nin etrafında tavaf eden insanları temsil eden "vav" harfi...
Arkadaşım, hocasının bir özelliğinin de el yazılarına bakarak insan karakterlerini okuyabilmesi olduğunu söylediğinden hemen oracıkta bir kağıda bir cümle karalamış ve benim de karakterimi okumasını rica etmiştim...
Niye böyledir bilmiyorum... Niye bu kadar severiz kendimizi başkalarından dinlemeyi... Kendimizi tanımak için mi yoksa 'ben' kokan fıtratımızın bunları dinlemesinden hoşlandığı için mi? Gerçekten bilmiyorum... Ama o gün duyduklarım oldukça ilgimi çekmişti. Ne söylediyse doğru ifade etmiş, karakterimi gerçekten özetleyebilmişti. Hatta yakın geçmişimde yaşadığım acı bir olaydan çok etkilenmiş olabileceğimi de söylemiş ve şaşkınlığımı o zaman doruk noktaya taşımıştı. Demek el yazısı bir insanı bu kadar ele veren bir ispiyoncuydu???
Kimbilir daha neler var insanın kendini ele veren, bize kendimizi okumamız için bahşedilen...??
İşte o gün başladı el yazısından karakter okumaya ilgim... Bir ara gerçekten ilgilenmiş, araştırmış ve yavaş yavaş anlamaya da başlamıştım ama sonra üniversite hayatımın yoğunluğu bu ilgimin katili oldu ve bir daha da ilgilenme fırsatı bulamadım. Şimdilerde de hiçbirşey hatırlamıyorum malesef...
Ve birazdan size bahsedeceğim kitabı da işte bu hikayenin sonucu olarak almıştım:
El Yazısındaki Sır: insanların Karakterlerini El Yazısından Deşifre Edin

Melih Arat, Esra Nur Erbil, Nurtaç Yelden ve Figen Peltek isimli dört yazarın yazdığı bu kitap gerçekten ilgi çekici...
İçindeki bölümlerin bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:
Marjlar
Satır Yönü
Satır Aralığı
Yazı Boyutu
Hız
Açılar, Kemerler
Harf Bağları

Ayrıca kitapta Abdullah Gül'den Kraliçe 2.Elizabeth'e, Neşet Ertaş'dan Paris Hilton'a ünlülerin yazı analizleri var ki bu kısmı incelemek çok eğlenceli..
Hele suçluların ve seri katillerin el yazısı örneklerini görmek çok enterasan:))

En sonda da 'kendinizi test edin' bölümü var ve bu bölümde de örnek yazı tipleri verilmiş. Zaten her bölümün sonunda da test amacıyla konulan yazı örnekleri ve en sonunda da analiz edilmiş halleri bir diğer ifadeyle cevap anahtarı var...
Kitaptan örnek vermek adına kısa bir özellik anlatacak olursak, mesela;
Satır Yönü
Düz satır yönüne sahipseniz; (yani çizgisiz kağıda yazarken kelimeleriniz aşağı ya da yukarı gitmiyorsa hayata karşı dengeli bir tutum sergiliyorsunuz demektir. Gereksiz yere iyimser ya da kötümser değilsiniz anlamına gelir.
Satır yönünüz yukarı meyilliyse; yaşam enerjinizin motivasyonunuzun yüksek, olumlu düşüncelere sahip olduğunuzu söyleyebiliriz.
Satır yönünüz aşağı yukarı meyilliyse; genel olarak pozitif bir ruh haline sahip olsanız da, daimi neşe ile bazı olayların üzerini örtüyor da olabilirsiniz.
Satır yönünüz aşağı meyilliyse; hayata olumsuz pencereden bakma eğilimbde olduğunuz söylenebilir. Çoğu kez kötümsersiniz ve kendinizi yorgun ve tükenmiş hissediyorsunuz. Bir projenin yahut içinde bulunduğunuz günün sonunda fiziksel enerjiniz ve motivasyonunuz düşüyor olmalı... Ayrıca depresif olma eğiliminde olduğunuz da söylenebilir.
Satır yönünüz dış bükey meyilliyse (u formu); bir projeye kötümser başlasanız bile zamanla endişelerinizin dağıldığını ve iyimserleştiğinizi söyleyebiliriz.
Satır yönünüz iç bükey meyilliyse (n formu); bu da tam tersi iyimser başlayıp kötümser bitirdiğiniz, kolay motivasyon kaybına uğradığınız anlamına gelir.
Satır yönünüz dalgalıysa; ruh haliniz sık değişiyor demektir.
.....
Ben sadece bir bölümün özetini yapmaya çalıştım. Belki size ara ara ( mesela her seferinde bir özellik) diğer kaynaklarımdan da yararlanarak bu konuyla alakalı yazılar yazarım. Böylece siz de hem kendinizi analiz eder hem de etrafınızdakilerin el yazısını analiz ederek insanların dikkatini çekebilir ve onları mutlu edebilirsiniz.( inanın herkes buna bayılıyor:))