30 Ağustos 2013 Cuma

Rüyanda En Sevdiğini Gör!

"İyi geceler"
"Allah rahatlık versin"
"Tatlı rüyalar"
....
Bunlar bildiğimiz yatış öncesi cümleler... Bir de "rüyanda en sevdiğini gör" cümlesi vardı bir zamanlar. Kimin söylediğini hatırlamıyorum, yani hangi arkadaşımın... Hatırladığımsa bu cümleden sonra irkildiğim...

Korkmuştum çünkü malesef hiçbir zaman yüreğine güvenemeyen ben " ya bu dua kabul olur da ben rüyamda en çok sevmem gerekeni göremezsem?" düşüncesinin ağırlığından kurtulamıyordum...

Hz Ömer'e bizzat Kendi söylemişti:" Ya Ömer beni kendi nefsinden çok sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsın" diye...
Dilde bir sevgi değil bahsettiğim... Gönülden hissedilen bir sevgi... O'nun vadettikleri olsun, O'nun adı yücelsin diye tüm hayatını bu amaçtan arda kalan zamanlarda yaşayabilme çabası...
Ötede peşine takılıp gidebilmek için ille de O'na benzeyebilme, her nasıl yaptıysa aynını yapabilme çabası ya da...
O olsa nasıl yapardı düşüncesiyle yaşanan bir hayat çizgisinde sabit kalabilme çabası yine...

Hayır, hayır ben "sevmek"den bahsediyorum...

Hz Bilal gibi ayrılık acısıyla ezan okuyamamaktan, ismini anmaya kalbinin dayanmamasından...
Hz Sümeyye gibi, vefat etti diye deli gibi koşmaktan, koşarken ne çocuğunun ne eşinin cesedini farkedememekten...
Hz Hubeyb gibi idam edilmek üzereyken "değil benim yerime O'nun asılmasını sabah rüzgarının saçının kakülünü dağıtıp O'na rahatsızlık vermesine dayanamam" diyebilmekten ve kilometrelerce uzağa selam gönderince selamın karşılık bulmasından bahsediyorum....

Bir de Ebu Talip sevgisi var; tek başına anlamı olmayan... Seviyorsan demek ki, temessük edeceksin!

Ama Cenab-ı Hakk vefalı... Sevdiğine yapılan en ufak iyiliği bile unutmaz...

Hani anlatılır;

Ebu Leheb öldükten sonra onu rüyada görüp halinin nasıl oldunu sorana şöyle cevap verir:
"Burda çok azap çekiyorum, sadece pazartesi günleri azap biraz hafifliyor ve parmağımdan çıkan sudan içmeme izin veriliyor.
Rüyayı gören niye böyle olduğunu sorunca der ki:
Muhammed (sav) doğduğunda doğumunu bana müjde veren bir cariyem vardı. Verdiği müjde hatrına onu o gün azad etmiştim. Ve o gün günlerden Pazartesiydi... 
Ayrıca Resulullah'ın( sav ) ilk süt annesi olmuştur bu cariye ve Allah (cc) yapılan bu kadarcık iyiliğin karşılığını Ebu Leheb gibi melun bir adama bile vermiştir...

İşte yeni korku ve ümit terazisinin ümit kefesine konulan bir ağırlık....

Çekilen her salavat, yerine getirilen her sünnet, O'nun adından her bahsediş bir anlam taşır nezd-i uluhiyette...

Çünkü O hatırı sayılır bir nebidir, sevgilidir...
Hatırına mücrimler affedilir....

Hadi bir salavat getirelim şimdi, gönülden olsun:)



6 yorum:

  1. Boyle satirlara cevap yazip,yorum yapamadigim icin ozur dilerim..Alemlerin rabbi olan Allaha hamd olsun.

    YanıtlaSil
  2. Rabbim cümlemizin yar ve yardımcısı olsun.O kadar güzel bir yazı olmuş ki gönlüne sağlık.

    YanıtlaSil
  3. bende fazlalik etmek istemem cunku soylenicek soz yok,kalmamis.cok cok sevdim,sevindim okurken bil diye yani :) (salavat)

    YanıtlaSil
  4. Bunu okuyunca gercekten universite yillarima gittim.Bizde arkadaslarla hep boyle derdik unutmusum hatirlattigin icin cok sagol.Aslinda ne kadar cok sey var unuttugumuz gecmise dair.

    YanıtlaSil
  5. Ne guzel bır paylasım. Ben de bu yazıyı oglum uyurken bır kısmını ona da okudum yazı bıtınce bırlıkte salavat getırerek uyuduk

    Alla razı olsun

    YanıtlaSil
  6. Yusufla yunusun annesinin bloğunda onun övgüsünü okudum, merak ettim baktım, gerçekten bloğunuz çok güzel. Bu yazı özellikle çok güzel olmuş. Elinize sağlık ne güzel yazmışsınız. Unutmuştum bu sözü, ' Rüyanda en sevdiğini gör' sözünü. Tekrar hatırlattınız. Teşekkürler

    YanıtlaSil

Okuduğunuz yazının son kelimesine geldiğinizde aklınıza geleni bilmek beni gerçekten mutlu eder...
Ayrıca;
Yaptığınız Yorumun Cevabını Mail Adresinize Gelmesini İsterseniz Yorum İletisinin Sağ Altındaki " E-Posta yolu ile abone ol" tıklamanız yeterlidir.