10 Ağustos 2013 Cumartesi

Müstehcen Olmayan Filmler: Pi'nin Yaşamı

Müstehcen olmayan filmler arayışına girip de yazıyı okuyanlardan film ismi istedikten sonra isim verenlerin verdikleri filmleri izleme niyetine girdim. Ancak o zamandan bugüne sadece bir film izleyebildim:) 
Sanırım ismi Pi'nin Yaşamı olduğu için ilk bu filmi izlemek istedim ama malesef filmin Matematikle ya da pi sayısıyla uzaktan yakından alakası yoktu:)
Yine de izlenebilecek güzel bir film, tavsiye için teşekkürler...

Filmimiz yine bir Hint filmi. 




Hayvanat sahibi bahçesi sahibi bir ailenin göç etme kararıyla hayvanlarla birlikte koca bir gemiye binmesi ve fırtınada batan gemiden kurtulan iki canlının aynı filikadaki aylar süren yolculukları konu edilmiş. İki canlı; baş kahramanımız Pi ve Richard Parker isminde bir kaplan. 
Etobur bir kaplanla aynı filikada, okyanusun ortasında hayat mücadelesi vermekse gerçekten ilginç bir konu olmuş takdir edersiniz.... 







Ben merakla izledim, sizin ilginizi çeker mi bilmem ama şunu söylemeliyim sonunda "eeee ne olmuş yani" demekten kendimi alamadım:)

Kahramanımızın çocukluğunda, babasınıa rağmen girdiği din arayışı, sonunda din seçemese de yaradıcı ve koruyucu bir Rab olacağına inancı denizin ortasındayken çok işine yarıyor. Bu bağlantılar hoş olmuş. Hatta biraz Hz Yunus'un (as) kıssasına bile benzemiş. Bu cihetle sevdim.





Ama bir hususa dikkat çekmeden geçemeyeceğim; hayvanlara karşı duyarlı, onlara asla zarar vermek istemeyen sevgili kahramanımız hayati tehlikesi olduğu halde kaplanı tam öldürebilecekken öldürmeyip, sonra tutttuğu balığı ona vura vura hınçla öldürmesi bana saçma geliyor biraz. Neticede ikisi de hayvan.. Öldürdükten sonra özür diliyor falan ama...:) 
Ama zaten bu filmlerin genel özelliği öyle değil mi? Ben hep sinir olmuşumdur. Önemli olan başrol oyuncusunun hayatta kalmasıdır ya hep... Onlarca insan ölür, onların da aileleri vardır falan ama kahramanımız sağsa mutlu oluruz. Ne demek istediğimi anlatabildim mi bilmiyorum ama... Yani filmi yapanların sevinmemizi istedikleri yerde sevinir, onlar ne istiyorsa onu hissederiz:) Bu yüzden de filmlerin de müthiş bir bilinç altı işleme yeteneği var bence...
Neyse bu başka bir konu...

Film genel olarak güzeldi. İşin teknik kısmından anlamayınca 'anaaa bu sahneleri nasıl çektiler acaba' denilebilecek çok sahne vardı:)
Ayrıca film Oscar törenlerinde “En İyi Görsel Efekt” oscarını kazanmış. Ben sonradan araştırdım; filmi aslında bir havuzda çekmişler ve kaplan sadece bir animasyon  ve insan bu teknolojiye de helal olsun demekten kendini alamıyor...






Sadece uyarmak istiyorum: Filmin 5. Dakikasında başlayan bir havuz sahnesi var sanırım 2-3 dk devam ediyor. Havuz sahnesi olduğu için takdir edersiniz ki müstehcen değil diyemem. 
Bir de, eğer çok hassassanız ve filmi çocuğunuzla izleyecekseniz, sevgili Pi, başlarda din arayışına girdiğinde rahiple bir konuşması var. Hristiyanlığın güzelliğini! anlatıyor, hz İsanın neden gönderildiğini falan... Gerçi sonra da imamla gidip konuşuyor ama... Çocuğum etkilenir falan derseniz orayı da geçin. Başka hiçbir garip sahne yok...

Tavsiye için tekrar teşekkür ederek yazımı noktalıyor ve izleyecek olanlara iyi seyirler diliyorum:))

4 yorum:

  1. Kaplan satti adami sonunda ya pek fena oldum, pis kaplan vefasiz kaplan, kotu kedicik!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E ne yapacaktı evine gidip onunla mı yaşayacaktı. Yemediğine dua etsin:)

      Sil
  2. yalasa olurmus bi, pati atsa sevgiyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak işte Türk filmi olsa kesin öyle biterdi:)

      Sil

Okuduğunuz yazının son kelimesine geldiğinizde aklınıza geleni bilmek beni gerçekten mutlu eder...
Ayrıca;
Yaptığınız Yorumun Cevabını Mail Adresinize Gelmesini İsterseniz Yorum İletisinin Sağ Altındaki " E-Posta yolu ile abone ol" tıklamanız yeterlidir.