Sayfalar
28 Haziran 2013 Cuma
Adı: Focaccia!!
Eee kitap tarifi veremeyince ben de yine ekmek tarifi vereyim dedim. İnsan ekmeğini hergün kendi yapınca ( Allahım ekmek makinasının yaptığı ekmeğe kendi yaptığım dediğim için beni affet:)) en çok ekmek tarifi veresi geliyor.
Hele bir de güzel olursa.. Bir de bakmışım fotoğraflarını çekiyorum.
Geçenlerde yatmadan önce makinaya ekmek malzemesi koymaya üşendim. Ya işte bazen bu kadarcığına bile üşenebiliyor insan...
Ertesi gün de ekmeksiz kalınca makinanın kitapçığında hamuru herşeyiyle 45 dk'da hazır olan bu ekmeği deneyeyim dedim.
Sevk-i ilahi olmuş, iyi ki de demişim. Pek lezzetliydi...
Adını telafuz etmekten aciz olduğum bu ekmek: İtalyan Yassı Ekmeği olarak da bilinen Focaccia!
Şimdi, italyan yassı ekmeği demek nerdeee, Focaccia demek nerdee. Siz bu ekmeği yaparsanız sofraya Focaccia diye getirin, havanız olsun:))
Üzerine deniz tuzu olacak muhakkak sakın aman deniz tuzu yerine sofra tuzu koyayım demeyin, benim demişliğim var, iyi olmuyor;) Deniz tuzu yoksa koymasanız da olur...
Bir de yine süt tozu meselesi var.Bildiğiniz gibi daha önce süt tozu ile yoğurt yapmıştım. Bu ekmeğin içinde de var. Süt tozunun zararlı olduğunu söyleyen de oldu ama ben araştırdım biraz, ekmeğin besin değerini ve dayanıklılığını arttırıyormuş. Bir de hamurun kıvamını çok güzelleştiriyor bence. Fakat şöyle bir durum var, malesef Türkiyede aldığımız ürünün helal olup olmadığı çok da net olamayabiliyor. Süt tozunun içine de birşeyler karıştırdıklarını duymuştum. Burda bunu ayırd etmek kolay oluyor, Türkiye de almak isterseniz dikkat edin. Benim bildiğim, bazı aktarlarda var en doğalı...
Allah'ım kim derdi birgün adı Focaccia olan bir ekmek tarifi vereceğim??? :)
Focaccia için malzemeler;
Yapılışı:
Makinada yapıyorsanız;
Malzeme listesindeki sırasıyla eklemelerinizi yapın ve makinayı hamur programında çalıştırın. Eğer makinanızın pizza hamur programı varsa orda da çalıştırabilirsiniz.
Elde yapıyorsanız,
Önce sıvıları sonra diğer malzemeyi ekleyin ve hamurunuzu iyice yoğurun.
Hamur iki katına çıkınca;
Uygun bir tepsiyi yağlayarak hamurunuzu ellerinizle, hamur 1 cm kalınlığında olacak kadar genişletin. (Kitapta böyle diyordu ama ben bu şekilde yapınca iki ekmeğim çıktı, biri azıcık küçüktü)
Üzerine parmaklarınızla bastırdıktan sonra yarım saat dinlendirin.
Yarım saat sonra zeytinyağını fırça yardımıyla ekmeğin üzerine sürün, ardından fesleğen ve kekiği serpiştirin. (bence zeytinyağını sadece bir kaşık koyun fesleğen ve kekiki de bir tatlı kaşığı ekleyin, ben bir dahaki sefere öyle yapacağım inşallah.)
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üstü kızarana kadar pişirin.
26 Haziran 2013 Çarşamba
Ben Sevdim: Osmanlı Tokadı
25 Haziran 2013 Salı
Namaz Serisi: Abdestinize Anlam Kazandırın.. (8)
Bu yazı namazın içine girmeden önceki son yazı olacak. Konumuz, abdest. Çok uzun bir yazı olmasın diye ben biraz kısalttım ama abdestle alakalı azıcık bir araştırma yapsanız ciddi ve önemli bilgiler elde eder ve onun ne kadar kıymetli olduğunu idrak edersiniz...
Hepimiz biliyoruz ki, abdest namaz için ön şartlardan biridir. Birçoğumuz da abdesti sadece bir araç olarak görür. Bazısı, 'abdestim tam olmazsa namazım olmaz, abdest de bu yüzden önemlidir' diye düşünür ama aslında abdest dediğimiz güzellik bundan çok daha fazlasıdır. Belki 10, belki 20, belki 30 yıl abdest alıp namaz kılmış olup da onun hayatımıza getirdiği güzelliklerin farkında olmamak ne acıdır... Abdestin de kendine ait sırlı güzellikleri vardır fakat bu sırların farkına varabilmek için önce niyetimizi şekillendirmeliyiz...
(Mesela bakın şu hadise nasıl da güzel anlatır abdestli olmanın kıymetini;
Resûlullah Efendimiz bir gün Hz. Bilâl’e, “Yâ Bilâl, [Mirac Gecesi’nde] Cebrail’le birlikte cennete girerken arkamda ayak seslerini duydum. Cebrail’e, ‘Bu ayak sesleri kimindir?’ diye sordum. Cebrail bana, ‘Bilâl’indir.’ dedi. Sen hangi hayırlı işleri yapıyorsun ki bu dereceye vardın?” diye sordu. Hz. Bilâl şöyle dedi:
“Yâ Resûlallah, farzları yerine getiriyorum. Bir de her zaman abdestli bulunmaya dikkat ediyorum.”)
(Ayrıca biliyoruz ki birçok alim zatın annesi, bebeği karnındayken abdestsiz ayaklarını yere basmadıklarını ifade etmiştir ki bu da abdestli olmanın önemini anlatmaya yeter...)
Niyet
Abdullah bin Mübarek hazretlerinini şöyle bir sözü var:
"Küçük zannedilen öyle ameller vardır ki, baştaki niyetten dolayı kıymet kazanmış ve büyük zannedilen öyle ammeller de vardır ki, baştaki niyetten dolayı küçülüp gitmiştir."
(Niyet konusu oldukça geniş ve önemli bir konu belki bunu daha sonra etraflıca konuşuruz)
Belki de abdest almakla alakalı değiştirmemiz gereken ilk şey, abdest aldığımızda ne kadar sevap kazandığımız meselesi.. ( yani abdestin be kadar kıymetli ve karlı olduğunu anlama meselesi)
Şimdi bazıları şöyle diyebilir; ' ben zaten abdesti bütün sünnetleriyle, suyu israf etmeden, söylemem gereken duaları okuyarak alıyorum'. Tabi ki bu çok anlamlı, anlamlı olduğu kadar önemli ama farkettiyseniz bu yaptıklarımızın hepsi abdestin dışında. (ya gördük mü bakın yine kalb gerekiyor, abdestte de! İşin için de illa ki kalb olacak ve bunun için de farkındalık)
Ibn Al Kayyum hazretlerinin de dediği gibi kul küçük bir amel işler de,bu ameli Allah katında, büyük amel işleyen insana göre daha kıymetlidir çünkü kalbi de yaptığı işin içindedir, hâzırdır.
Şu hikayedeki gibi; adamın biri camini kapısında içeri giremeyen şeytanı görür. Caminin içine göz attığında da görür ki, adamın biri yerde uyuyordur diğeri de ayakta namaz kılmaktadır. Şeytana sorar: "Girmeni engelleyen şu namaz kılan adam mı?" Şeytan cevap verir:"Hayır, şu yerdeki." Nedenini sorunca da der ki, "çünkü onun kalbi de orda"...
Şimdi kendimize soralım: Abdest alırkenki niyetimiz ne? (Evet ben de dedim ki; niyet ettim Allah rızası için namaz abdesti almaya diyoruz ya, namaza hazırlık yani...)
Birçoğumuz diyecek ki, namaza hazırlanma niyetiyle abdest alıyoruz. Fakat ihtiyacımız olan birşey daha var; kalbimizi işin içine katmak ve oraya bir niyet daha eklemek -ki bu yaptığımız da sırf Allah için olsun.
Bu güzel amele bir niyet daha ekleyelim mi? Yaradılmışların en güzeli olan Resulullah'ın ﷺ sünnetini takip ediyor olmanın niyeti. Bu aldığımız abdesti olabilecek en güzel hale getirmeye yardımcı olacak ve yine hatıra O'nu ﷺ getirdiği için abdestimiz başka bir anlam daha kazanacak. (Şimdi ben burda şu hadisi hatırlatmasam olur mu? Olmaaaazzz:)): "Ahir zamanda kim sünnetime temessük ederse ( sıkı sıkı yapışırsa ) yüz şehit sevabı kazanır"
E biz bu andesti günde kaç defa alıyoruz, o zaman tam da sünnete uygun alalım da gelsin sevaplar:))
Sünnete tam uyarak abdest aldığım günleri hatırlıyorum da, küçük bir ibriği ( jar kelimesini ibrik olarak çevirdim ama...:)) suyla doldururdum, abdestin sonuna kadar yettiğini görünce de aslında ne kadar az suya ihtiyacımız olduğunu farketmenin şaşkınlığını yaşardım.
(Bildiğiniz gibi abdest alırken fazla su harcarsak mekruh oluyor. Yani böyle bir güzelliği bile mekruha çevirebiliyoruz. Belki abdest aldığımız yere göze çarpacak bir not şeklinde bu meseleyi hatırlatıcı bir yazı asabiliriz. Arada bu yazıyı değiştirmezseniz (rengini, yazı stilini ya da yerini) gözünüz alışır da notu farketmezsiniz.)
Kalbimizi işin içine dahil etmek için hissiyatımıza eklememiz gereken son fikir de şu olabilir; abdest bizi günahlarımızın bazılarından kurtarır.
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki:
“Müslüman kul, abdest alırken ağzına su verince ağzındaki günahlar çıkıp kaybolur, burnuna su verince burnunun günahları çıkıp kaybolur, yüzünü yıkayınca göz kapaklarının kenarlarına kadar yüzünün bütün günahları süzülüp gider. Ellerini yıkayınca tırnak altlarına kadar bütün ellerinin günahları süzülüp gider, başına su verince de kulak altlarına kadar başının bütün günahları süzülüp çıkar, ayaklarını yıkayınca da tırnak aralarına kadar ayaklarının bütün günahları süzülüp çıkar. Bundan sonra camiye kadar yürüyüp namaz kılması kendi için fazladan bir sevap olur.”
(Mahşer günü, mizanın başındasınız.. Sağ tarafta sevaplar, sol tarafta günahlar... Günahlar kaldırılıverse pek makbule geçecek ve belki en ufak bir günah temizliğine bile muhaç olacağız o gün... Rabbim merhametiyle muamele etsin)
(Hem şöyle düşünmek lazım; madem ki namaz benim için Rabbimle buluşma zamanı elbette ki bu buluşmaya giderken önce günahlarımdan temizlenmeliyim.
Düşünün ki, yeni bir kıyafet aldınız, önce yıkayıp sonra mı parfüm kullanırsınız yoksa önce parfüm sıkıp sonra mı yıkarsınız?)
Vesvese Problemi
Birçoğumuz biliyordur bu sorunu: tam abdest almış çıkarken, sağ kolunu yıkamadın, yüzünü bir kere yıkadın, dön bir daha al.. gibi düşünceler.
Eğer bu konu sizi her daim rahatsız ediyorsa yapmanız gereken şey, onu önemsememek. Yani ne kadar yıkamamış gibi hissetseniz de yıkadığınızı farz etmek. Namazda da aynısı geçerli. Yani bir insan sürekli üç rekat mı kıldım dört mü diye düşünüyorsa yapması gereken dört rekat kıldığını farz etmektir. (Çünkü vesvese, kulun işini zorlaştırmak ve onu o amelden soğutmak için şeytanın çevirdiği bir dolaptır. Yapmak gereken şey, vesveseyi önemsememektir, Bediüzzaman hazretlerinin dediği gibi aynadaki yılan sadece görüntüdür, ısırmaz..)
Abdestten Sonra Okunacak Kıymetli Dualar
Peygamberimiz (s.a.s) buyuruyor ki:
“Kim güzelce abdest aldıktan sonra gözünü göğe kaldırarak “eşhedü ellâilâhe illallahu vahdehû lâşerike lehû ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlühû”derse istediğinden içeri girebileceği sekiz Cennet kapısı açılır.”
(Yaa, cennet kapılarında sıra beklemeye de gerek kalmasın diye yol göstermiş Yol Göstericilein En Güzeli :))
Ayrıca,
"Subhaneke Allahumme ve bi hamdik eşhedü en la ilahe illallahe ille ent estağfiruke ve etubu ileyk"
Abdestten sonra edilmesi tavsie edilen dualardan....
Ayrıca, abdest esnasında okunması tavsiye edilen dualar var ki, onunla alakalı burda gerekli bilgiyi bulabilirsiniz...
Rabbim abdest alırken kalbimizi de hâzır etsin inşallah... Amin
Konuyla ilgili diger yazılar için burayı tıklayabilirsiniz.
22 Haziran 2013 Cumartesi
Berat Kandili Duasi; Belki Okuyup 'Amin' Demek Istersiniz...
20 Haziran 2013 Perşembe
Kopya Serbest:) ve Az Verip Çok Almak
18 Haziran 2013 Salı
Hızır Yemek: Fırında Mantarlı Tavuk
Artık bloğuma öyle alıştım ki, birkaç gün yazamasam birşeyler eksikmiş gibi geliyor. Son zamanlarda farklı yoğunluklarım var. Üstüne bir de hastalık eklenince, biraz uzak kaldım buralardan... Şu anda yanımda peçeteler, bir gözüm yatakta kızım uyuyorken ben de uyusam diyorum ama bir tarafım 20 dk ayırıp bu postu hazırlamam gerektiğini söylüyor ve ben de o tarafı dinliyorum:)
Bugün sizlere uzun zamandır vermeyi planladığım bir tariften bahsedeceğim:
İsmini ben koydum; Hızır yemek:)
Çünkü bu yemek tam zorda kaldığınızda sizi kurtaracak, hatta zorda kalmasanız da zevkle yapabileceğiniz bir yemek. Sonu Allah'ın izniyle garanti olduğundan ve yapımı da pek kolay olduğundan, misafir geleceğinde korkmadan yapabileceğiniz bir yemek olması hasebiyle ismini Hızır yemek koydum;)
Sevgili ablamın tarifi bu... İlk öğrendiğimde İtalyan usülü tavuk yemeği demişti. Gerçekten öyle mi bilmem, bildiğimse bu yemeğin hem benim hem de ablam için kurtarıcı yemek olduğu.. Gerçi canım ablamın mutfakta kurtarılmaya pek ihtiyacı yoktur, istedi mi döktürür ama ben bu yemek vesilesiyle çok yemek davetini rahatlıkla atlattım.
Denerseniz ne demek istediğimi anlarsınız inşallah.
Bu tarifi mutfakta yemek yaparken hala stres yaşayan tüm acemi hanımlara, özellikle yeni gelinlere ithaf ediyorum;)
Malzemeler:
2 tavuk göğsü
1 paket mantar
2 kırmızı biber (kapya deyince fiyakalı oluyor ya onlardan:))
1,5 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
1 kutu krema ( benim krema bulamadığımda sütün içine bir iki kaşık krem peynir karıştırıp eklemişliğim, hatta krem peynir bulamayınca da sırf süt eklemişliğim var, çok da bir fark olmuyor ama tabi kremanız varsa onu kullanın..:))
Sıvıyağ
Tuz
Kekik
Kimyon
Yapılışı:
Tavuğu iyice yumuşayana kadar haşlayın. ( ben haşlarken içine defne yaprağı, kekik ve tabi ki tuz ekliyorum)
Tavuklar haşlanırken, az sıvıyağda mantarları bıraktıkları suyu çekene kadar soteleyin. Suyunu çekerken kimyon ve tuz atın.
Uzun uzun (bunun fiyakalı adı da jülyen:)) doğradığınız biberleri de ayrıca soteleyin.
Tavukları uzun uzun didikleyip fırın kabınıza koyun.
Ardından mantar ve biberleri de ekleyin.
Kaşarın bir bardağını ve kremasını ekledikten sonra tuz ayarını yapıp üzerine de kalan yarım bardak kaşarı serpiştirin ve fırında kaşarlar eriyene kadar pişirin.
Sonra da şükretmeyi unutmadan yiyin:))
Mımmmm (evet bu da lezzetin sesi:))
Gerçekten gösterişli ve lezzetli oluyor.
Annemim bu ve benzeri yemekler için yorumunu söyleyerek istirahat etmeye gidiyorum:
' Bu kadar malzemeyi bana koysan ben de güzel olurum' :)))
Canım annem benim, sen zaten güzelsin:)
Allah'a emanet, görüşmek üzere;)))